25 Ekim 2010 Pazartesi

Cumhuriyet Bayramı şıklığı Altınbaş ile tamamlanıyor


Özel günleri farklı tasarımlarıyla anlamlandıran Altınbaş, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı şıklığını ay yıldızlı özel ürünleriyle tamamlıyor.

Mücevher sektörünün önde gelen markası Altınbaş, Cumhuriyet Bayramı çoşkusu için yeni ve özel tasarımlarıyla hem erkeklerin hem de kadınların şıklıklarına şıklık katmaya hazırlanıyor. Günün anlamına uygun ay yıldızlı kol düğmeleri, yaka iğneleri ve kolye uçları, gündüz ve gece kullanımlarına uygun olarak tasarlandı.

29 Ekim özel ürünlerinin tamamında pırlanta ve yakut kullanıldı. Beyaz ve rose altından oluşan tasarımlar seçkin Altınbaş mağazalarında Cumhuriyet Bayramını şık ve gururlu bir şekilde karşılamaya hazırlananlar için satışa sunuldu.

“L’Or”, Türk mücevher tutkunları ile tanıştı...


Dünya Altın Konseyi önderliğinde, mücevher sektörünün lider markası Altınbaş işbirliğinde ve moda tasarımcıları Ezra+Tuba yorumu ile yaratılan “L’Or” markası etkileyici bir organizasyon ile tanıtıldı. İlk kez Paris Moda haftasında görücüye çıkan L’Or; Pera Palas’ta gerçekleşen özel bir davetle Türk mücevher tutkunlarının beğenisine sunuldu.
Dünya Altın Konseyi ile mücevher sektörünün lider markası Altınbaş’ın işbirliğinde Türkiye’de ilk kez 18 ayar altının özel bir kolleksiyonda kullanıldığı L’Or markası, ünlü moda tasarımcıları Ezra+Tuba’ın tasarımları ile hayat buldu. Bileklik, yüzük, kolye ve küpelerden oluşan 15 modellik L’Or, Paris Moda haftasında görücüye çıkmasının ardından, ilk kez Pera Palas’ta yapılan özel bir davetle Türk mücevher tutkunlarına, iş, sanat ve cemiyet hayatının önemli isimlerine tanıştırıldı. İletişimini ve organizasyonunu Manifesto İletişim ve Etkinlik Hizmetleri’nin yaptığı gecede, ünlü piyanist Burçin Büke müzik dinletisi ile renk katarken, tanınmış mankenler L’Or tasarımlarını eşsiz bir ekspozisyonla sergilediler.
İmam Altınbaş ve ailesi, Sofu Altınbaş, Vakkas Altınbaş, Eda Taşpınar, Deniz Berdan, Özge Ulusoy, Şebnem- Ceylan Çapa, Metin- Begüm Şen, Fatoş- Emir Sarıgül, İnci Gazioğlu, Buket Taşdelen, Gül Ergi, Nurcan Artam ve eşi, Serra D’autry gibi isimlerin katılımıyla gerçekleşen gecede konuşan Dünya Altın Konseyi Ülke Müdürü Cihan Göksel, L’Or projesi ile ilgili şunları söyledi; “Altın tarihler boyu onu taşıyan kişinin toplumsal durumunu, aşkını ve bağlılığını, ait oldukları dönemin sanatsal üslubunu en sofistike biçimde yansıtmıştır. Dünya Altın Konseyi olarak, Türkiye’de de eskiden olduğu gibi geleneksel altının yeniden değerini bulmasını sağlamak ve modern bir çizgi ile bağdaştırmak amacıyla L’Or projesine hayat verdik. L’Or markasıyla 18 ayar altını ilk kez bir koleksiyonda, altını sadece yatırım veya sadece takı olmaktan çıkardık. Biz, türk kadının özelliklerinden yola çıktık, özel, değerli, efsanevi ve kıymetli. Tıpkı yaşadığımız topraklar gibi, modern ama geleneksel yani “ZAMANSIZ”.”
Düzenlenen bu özel davette söz alan Altınbaş Kurumsal Pazarlama ve İletişim Direktörü Hale Fırat Kuyucu;“L’Or markasının en önemli farklılığı özel bir tasarım olmasıdır. Koleksiyon ayakları üzerinde dimdik duran, örnek olan, önemli başarılara imza atan, parlayan Türk kadınlarından ilham alıyor. Hedeflediği “başarılı kadın” profiline uygun tasarımcılarımız






Ezra+Tuba Çetin tarafından şekillendirilip altını en iyi işleyen ustalarca, sınırlı sayıda, tek tek el işçiliğiyle üretildi”dedi.
Altınbaş ve Ezra+Tuba mağazalarında satışa sunulacak
İlk olarak Paris Moda Haftası’nda 30 Eylül’de gerçekleşen Ezra+Tuba sergisinde kadınların beğenisine sunulan sarı, beyaz ve pembe altının kombinasyonu ile oluşturulan L’Or tasarımları, 1.000 ile 27 bin dolar arasında Altınbaş ve Ezra+Tuba mağazalarında satışa sunulacak. Kampanya fotoğraflarını ünlü fotoğrafçı Gökhan Ertem fotografladığı L’Or, 15 Ekim’den itibaren ilk 6 ayda sınırlı sayıda 15 noktada yer alacak.

Tasarım sürecinde 12 sadekar görev aldı
Tasarım sürecinde 12 sadekar ve ayrıca tasarımcılar, sadekarlar ve üretimi yapacak ustalar olmak üzere 30 kişilik bir ekibin 8 ay boyunca çalıştığı bu projede sadece numunelerin üretilmesinde 25 kg altın kullanıldı.
L’Or koleksiyonu 15 parçalık; bileklik, yüzük, kolye ve küpelerden oluşuyor.

L’Or ürünlerinde bir Alâmetifarika…
L’Or markasına özel olarak tasarlanan her bir ürünün alâmetifarikası, makina kalemi… Günümüzde mücevherde oldukça ender uygulanan bir el işçiliği olan makina kalemi özel kalemkar ustalarının emekleri ile yapılan oldukça nadide bir işleme sanatı.
L’Or ürünleri, kendine özel şık kutularında garanti sertifikası ile birlikte seçkin Altınbaş mağazalarında ve Ezra+Tuba satış noktalarında mücevher tutkunlarının beğenisine sunuluyor.

YENİLENEN GALLERİA’DA DÜNYACA ÜNLÜ MARKALAR YERİNİ ALDI


Türkiye’nin ilk alışveriş merkezi Galleria yenileme çalışmalarını yaş gününe yetiştirdi.
Yenilenen dekorasyonu ile 22. yaş gününe gireceğini belirten Galleria, pek çok uluslararası güçlü markayı da ekleyerek renovasyon projesinin birinci etabını yaklaşık 15 milyon dolar yatırım ile tamamladı.
Galleria Genel Müdürü Hasan Ardıç, “Konuklarımızın, müşterilerimizin ve ziyaretçilerimizin talepleri doğrultusunda başladığımız Galleria yenilenme çalışmalarının ilk etabını sorunsuz bir şekilde bitirmiş olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Daha önce de belirttiğimiz gibi tüm çalışmalar alışveriş merkezi kapatılmadan ve sistemli bir şekilde gerçekleştirildi. Türkiye’de ilk mağazasını açacak olan dünya markaları da Galleria’da yerini aldı. Armani Jeans ilk mono brand mağazasını burada açıyor ve lansmanı üst düzey bir katılımla gerçekleştireceğiz. Dünyaca ünlü Hooters ilk mağazasını Galleria’da açarken, Versace Jeans gibi markalar da yeni gelen markalar arasında bulunuyor. Hem en deneyimli hem de en genç olacağız demiştik. Mevcut kiracılarımızdan, ziyaretçilerimizden ve yeni gelen markalardan aldığımız geri dönüşler neticesinde sözümüzde durduğumuza inanıyorum. Her zaman söylediğimiz gibi Galleria, Galleria’dır” dedi.
Genç, dinamik, deneyimli ve trendleri yakından takip eden yeni Galleria’da özellikle dünya markaları büyük ilgi çekiyor. Armani Jeans, Armani çocuk, Versace Jeans, Calzedonia, Intimissimi, Karaca, Regina Accessoria, Trussardi Jeans, Saray Muhallebicisi gibi pek çok markayı bünyesine ekleyen Galleria, konuklarını yenilenen alışveriş karması ile karşılayacak.
Aileye yeni eklenen 4 bin metrekare ile bölgedeki tek Tepe Home, bin 200 metrekare Teknosa, 600 metrekare Linens, Samsung, Sony, Bosch, Fakir ve İşbir Yatak ev tekstili ve elektro market katında yer alan markalar arasında bulunuyor. Elektronik marketlerin bulunduğu alana gelen tüm ziyaretçiler Galleria’nın sunduğu bedava wireless hizmetinden de faydalanabiliyorlar.

Dünyaca ünlü restaurant zinciri Hooters ilk kez Galleria’da
Tüm dünyada renkli ve keyifli hizmetiyle öne çıkan restoranlardan biri olarak kabul edilen Hooters, Türkiye'de ilk şubesini Galleria’da açıyor. Büyük ilgi gören restaurant zincirinin 29 ülkede 455 şubesi bulunuyor.
Tabanlıoğlu Mimarlık tarafından hazırlanan proje, Yapıt İnşaat tarafından hayata geçirildi. Bu süre zarfından tüm detayların projenin uzmanları tarafından hesaplandığı değişim sürecinde mevcut mağazaların alabilecekleri olası zararlar telafi edildi. Birinci etap sonunda Galleria, tavanından tabanına, elektrik sistemlerinden mekanik düzeneklerine, aydınlatmasından sütunlarına, camlarından korkuluklarına kadar yenilendi.

19 Ekim 2010 Salı

Rixos Al Nasr Tripoli’de Lösev Yararına Sergi


Rixos Al Nasr Tripoli, LÖSEV yararına düzenlenen Serkan Kılıç’ın “Hatıralar” adlı fotoğraf sergisine ev sahipliği yapıyor.
Rixos Al Nasr Tripoli anlamlı bir sergiye ev sahipliği yapıyor. Fotoğraf sanatçısı Serkan Kılıç’ın “Hatıralar” adlı sergisi LÖSEV yararına 15-25 Ekim tarihleri arasında Rixos Al Nasr Tripoli’de gezilebilecek.
Açılış kokteyli 15 Ekim 2010 tarihinde yapılan sergi, Türkiye’nin Trablus Büyükelçiliği, Rixos Al Nasr Tripoli ve Titan Bina Elektronik Sistemleri’nin katkıları ile düzenleniyor. Lösemili çocukların sağlıklarına kavuşmalarına katkı sağlamak amacıyla düzenelenen sergi, Libya’nın ardından Türkiye’de de fotoğraf severlerin beğenisine sunulacak.
Libya ve Türkiye’yi anlatan bir sergi
1983 yılında Ankara’da doğan Serkan Kılıç, amatör olarak büyük bir tutkuyla başladığı fotoğraf sanatını profesyonel olarak devam ettiriyor. Fotoğrafları, yurtdışında beğeni ile karşılanan Kılıç’ın “Hatıralar” adlı sergide yer alan fotoğrafları Libya’da çektiği fotoğraflardan oluşuyor.
Libya’ya ilk kez 2008 yılında iş için giden Serkan Kılıç, tarihi ve kültürel açıdan oldukça zengin olan bu coğrafyadan etkilenerek daha yakından tanımak için araştırmalara başlamış. Libya ile Türkiye arasında pek çok benzerliklere rastlayan Kılıç, iki ülkedeki yaşamı yalın bir şekilde fotoğraflamaya başlamış ve zamanla büyük bir arşiv oluşturmuş.
Fotoğraflarında Libya ve Türkiye’deki farklı ve benzer yaşamları, mekanları ve kişileri kullanan Kılıç, bu projeyi LÖSEV’e destek olmak için kullanmayı tercih etmiş. 25 Ekim’e kadar Rixos Al Nasr Tripoli’de gezilebilecek olan “Hatırlar” sergisinin ikinci durağı ise İstanbul olacak.

TENİS KORTLARININ ALTIN RAKETİ ÇİFTLERDE İKİNCİ OLDU


Rixos Hotels’in sponsor olduğu Türk kortlarının genç ve başarılı ismi Başak Eraydın, 11-17 Ekim tarihleri arasında Antalya’da düzenlenen ITF Bayanlar 10 bin dolar ödüllü turnuvada çiftlerde yarışarak ikinciliğe ulaştı.

TED kulübünün genç oyuncularından, Rixos Hotels’in sponsor olduğu Başak Eraydın Antalya, Kaya Belek Resort'ta düzenlenen ITF Bayanlar turnuvasında, partneri Camilla Rosatello ile yarıştıkları çiftler finalinde ikinciliği elde ederek yarı finale yükseldi. Yarı finalde bir diğer Türk rakibi Ekin Günaysu’yla çifti Slovak Katarina Marackova’yı 6-3 ve 7-6 mağlup eden Eraydın ve Rosatello çifti finalde yarışmaya hak kazandı. Finalde kupa için yarışan Eraydın ve Rosatello çifti üç numaralı seribaşı olan Slovak rakipleri Nikola Vajdova ve Chantal Skamova’ya 6-1 ve 6-3 yenilerek ikinci oldu.
Büyük başarıları ile adını duyuran Başak Eraydın geçtiğimiz ay yarıştığı Yunanistan’da düzenlenen uluslararası ITF turnuvasında da Türk tenis tarihinde 16 yaşında yarışıp finale kalan ilk türk tenisçi olma özelliğini taşıyor. İlk defa ITF turnuvasının en genç Türk oyuncusu olan Başak Eraydın 16 yaşında olmasına rağmen kendisinden daha büyük ve tecrübeli oyuncularla mücadele etmiş ve finale kadar yükselme başarısı göstererek tenis kariyer hayatında önemli bir sıçrama yaptı.

CarrefourSA Expres’ten İstanbul’a 49’uncu mağaza açılışı...


Türkiye’de 17’inci yılını kutlayan CarrefourSA, perakende sektöründe yatırımlarına hızla devam ediyor. İstanbul’daki 49’uncu mağazasını Dragos’ta açan CarrefourSA Expres Türkiye genelinde 189 mağazaya ulaştı.

Türkiye’nin en büyük perakende zincirlerinden biri olan CarrefourSA, hizmet noktalarını genişletmeye devam ediyor. CarrefourSA, 189’uncu CarrefourSA Expres mağazasını Dragos’ta hizmete açtı. CarrefourSA Expres Dragos mağazası, 901 m²’lik satış alanında, 6 kasa ile haftada yedi gün 10:00 – 22:00 saatleri arasında müşterilerine hizmet verecek.

10 binden fazla ürün çeşidi ile gourmet formatındaki CarrefourSA Expres Dragos mağazasında açılışa özel indirim kampanyaları düzenlendi. “Kaliteli ve hesaplı alışveriş yanı başınızda” sloganı ile açılan CarrefourSA Expres’te müşteriler en taze ürünleri en hesaplı fiyatlara alacaklar. Marka ve ürünlerde oldukça bol çeşit sunan CarrefourSA Expres mağazasında ayrıca yüksek kaliteli son derece cazip fiyatlı Carrefour markalı ürünler de yer alacak.

Tüketicisine ucuz, kaliteli ve zengin ürün çeşidi ile seslenip, farklı ve kazançlı alışveriş ortamı sunan CarrefourSA, Dragos CarrefourSA Expres mağazasında, müşteri memnuniyetini ilke edinen güler yüzlü personeli, servisi ve modern alışveriş ortamı ile hizmet verecek.

CarrefourSA büyümeye devam edecek
2009 yılını kriz ortamından bağımsız olarak iki katı bir hızla büyüyerek kapattıklarını hatırlatan CarrefourSA Kurumsal İlişkiler ve Hukuk Direktörü Av. Merter Özay, “2008 yılında toplam açtığımız mağaza sayısı 30 iken, 2009’da bu sayı 58’e ulaştı. 2010 yılı sonunda ise bu sayıyı daha da artırmış olmayı planlıyoruz. CarrefourSA Expres Dragos mağazamızla birlikte sene başından beri 70 süpermarket ve 1 hipermarket açmış bulunuyoruz ki bu, geçtiğimiz yıllara göre daha hızlı bir yatırım büyümesidir” dedi. Özay, 2011 yılında yapılacak yeni açılışlarla hipermarket segmentinde liderliği sürdürmeyi, süpermarket formatında ise büyüme hızını artırarak tüm Türkiye genelinde müşteri açısından CarrefourSA’ya ulaşabilirliği arttırmayı planladıklarını belirtti.

bauMax’tan 8 Milyon Avroluk İhracat


Dokuz ülkede 148 mağaza ile hizmet veren Avusturya’lı dev yapı marketi bauMax, Türkiye’de 2019 yılına kadar mağaza sayısını 50’ye çıkarmayı, 6 binden fazla çalışan ile ekonomiye katkıda bulunmayı hedefliyor. bauMax Türkiye’de üretilen 15 farklı ürünü 8 ülkeye ihraç ediyor. Çin mallarının kalitesizliğine karşı Türkiye’de üretimi gerçekleştirilen ürünler yabancıların gözdesi konumunda.

İlk mağazasını 2010 Mart ayında Samsun’da ve ikinci mağazasını ise 2010 Ağustos ayında İzmit’te hizmete açan bauMax, 2011 yılında İzmir, Ankara ve İstanbul ile büyümeyi sürdürecek. 2006’da başlayan araştırmalar sonucunda fiyatın tüketiciler açısından öncelikli olduğunu saptayan bauMax “Hep ucuz en ucuz” sloganı ile fiyatı öne çıkarıyor.
Hep ucuz en ucuz fiyatlar ürün çeşitliliği ve sürekli kaliteli hizmet ile destekleniyor. bauMax, ürün çeşitliliğini müşterilerin ihtiyaçları ve talepleri doğrultusunda geliştiriyor. Bulunduğu şehirde müşteriye ve tedarikçiye hizmet veren bauMax, yöresel alımlara özellikle önem veriyor. bauMax Türkiye’de satılan ürünlerin %75’ini Türk malı ürünler oluşturuyor.
bauMax Türkiye Genel Müdürü İbrahim Ayan yaptığı açıklamada “Türkiye’yi sadece satış pazarı değil, satın alma pazarı olarak da görüyoruz. Türkiye ekonomisine en büyük katkımız ihracattır. Türkiye’nin değişik illerinden daha ilk yılımızda 8 milyon avroluk ihracat yaptık. Bir çok ülkedeki mağazalarımızda Türkiye’deki tedarikçilerimizden aldığımız ürünleri satıyoruz. “ dedi.

Rixos Hotels’ten Yaza Görkemli Veda Partisi


Türk turizminin dünya sektöründe gururu olan Rixos Hotels başarılı bir sezonun ardından yaza Kemer Aura Club’ta gerçekleşen görkemli
bir parti ile veda etti

Alanında dünyanın sayılı otelleri arasında olan Rixos Hotels, başarılı geçen bir turizm sezonu ve sürekli yükselen turist sayısının da gururu ile bu yılki veda partisini görsel showlar eşliğinde 17 Ekim Pazar günü Kemer Aura Club’ta gerçekleştirdi.Rixos Hotels yönetiminin yanı sıra turizm sektörünün temsilcilerinin, turizm acentalarının ve Rixos çalışanlarının da davetli olduğu bu görkemli etkinlik akşam 21:00’den sabah 01:00’e kadar sürdü.

Her yıl merakla beklenen geleneksel bir hal alan “ Rixos Hotels Yaza Veda Partisi’nde” dans showlarının yanı sıra akrobasi ve lazer gösterilerilerine de yer verildi. Yerli yabancı bir çok konuğun ve basının da katıldığı gece unutulmaz anlara da ev sahipliği yaptı.

15 Ekim 2010 Cuma

Rixos Hotels, World Travel Awards Asya Töreninde de Ödül Almaya Hak Kazandı



Herald Tribune tarafından seyahat endüstrisinin “Oscar’ları” olarak nitelendirilen Dünya Seyahat Ödülleri Asya töreninde Rixos’un iki oteli ‘‘Kazakistan’ın En İyi Oteli’’ ve ‘‘Kazakistan’ın En İyi İş Oteli’’ seçildi.
Hindistan’ın Delhi şehrinde 14 Ekim 2010 tarihinde gerçekleşen 17 . Dünya Seyahat Ödülleri Asya ödül töreninde Rixos Hotels, Asya bölgesindeki otellerinden Rixos President Astana ile ‘‘Kazakistan’ın En İyi Oteli’’ ve Rixos Almaty ile ‘‘Kazakistan’ın En İyi İş Oteli’’ ödüllerine layık görüldü
Asya kıtasının önde gelen seyahat şirketleri, acentaları ve destinasyonlar ‘En İyi’ ünvanını kazanmak üzere yarıştıkları geceye bölgenin turizm otoriteleri, CEO’ları, lider seyahat şirketlerinin yöneticileri, devlet bakanları, turizm departmanları ve destinasyonların başkanları, sektörünün önde gelenleri ve ünlüler katıldı.Bu önemli organizasyonun gerçekleşmesinde rol oynayan seyahat sektörü yetkilileri dört ay boyunca elektronik posta yolu ile bu yarışma için oy kullandılar.
1 Ekim 2010 tarihinde Antalya’da Rixos Premium Belek’te gerçekleşen Avrupa Dünya Seyahat Ödülleri gecesinde de Rixos Hotels, yüzlerce otelin arasından “Avrupa’nın En İyi Otel Markası” seçillirken ; Rixos Premium Belek ve Rixos Premium Bodrum “Akdeniz’in En iyi Oteli” , Rixos Libertas Dubrovnik “Avrupa’nın En iyi Casino Oteli” seçilirken aynı zamanda Rixos Sungate “Avrupa'nın En İyi Toplantı ve Konferans Resort Oteli” ödüllerini kazanmışlardı.

CarrefourSA 17’nci yaşını kutluyor, müşteriler kampanyaların tadını çıkarıyor!


Türkiye’de 17’nci yılını kutlayan CarrefourSA, birbirinden cazip kampanyalarla bu sevincine, müşterileri de dahil ediyor. 17’nci yıldönümü kapsamında son olarak “İndirim Özgürlüğü Kampanyası”nı hayata geçiren CarrefourSA’nın Kurumsal İlişkiler ve Hukuk Direktörü Av. Merter Özay sektördeki olumlu gelişmelere paralel olarak büyümeye devam edeceklerini belirtti.

Tüm CarefourSA’larda 12 - 21 Ekim 2010 tarihleri arasında yüzlerce ürün grubunda, dilediğiniz tüm markalarda çılgın indirimler sizleri bekliyor!
CarrefourSA’nın 17’nci yaş gününe özel birbirinden çekici kampanyalar Ekim ayı boyunca devam ediyor. 12 - 21 Ekim tarihleri arasında CarrefourSA Hipermarket ve CarrefourSA Expres Süpermarketleri’ne uğrayanlar bu sefer de “İndirim Özgürlüğü Kampanyası”nda inanılmaz indirimlerle karşılaşacak.
Kampanya süresince, tüm CarrefourSA’lardan, CarrefourSA Plus Kart veya Carrefour Axess ile kampanyaya dahil olan yüzlerce ürün grubundan yapılacak alışverişlerde cazip indirimlerden faydalanılabilecek.
Kazanılan indirim tutarı 28 Ekim 2010 tarihi itibarıyla CarrefourSA Plus Kart veya Carrefour Axess Kredi Kart’ınıza Plus Para olarak yüklenmiş olacak. Yüklenilen Plus Paralar ise 29 Ekim 2010’dan, 21 Kasım 2010’a kadar tüm CarrefourSA Hipermarket ve CarrefourSA Expres Süpermarket‘lerinde kullanılabilecek.
Kampanyaya dahil olan ürün gruplarını ve indirim oranlarını 12-21 Ekim tarihli CarrefourSA kataloglarından takip edebilir, detaylı bilgiye www.carrefour.com.tr adresinden veya 444 10 00 no’lu numaradan ulaşılabilirsiniz.


CarrefourSA büyümeye devam edecek!
Sektördeki gelişmelerden memnun olduklarını belirten CarrefourSA Kurumsal İlişkiler ve Hukuk Direktörü Av. Merter Özay, son bir yılda mağaza bazında rekor düzeyde büyüme sağladıklarına dikkat çekerek “CarrefourSA kalitesini Türkiye’nin dört bir yanına yayma çalışmalarımız doğrultusunda, büyük şehirler dışındaki büyümemize devam ediyoruz. Sene başından beri İstanbul, Ankara, Adana, Elazığ gibi şehirlerimizin yanı sıra Çeşme, Sapanca, Marmaris gibi ilçelerimizde de mağazalar açtık. Amacımız pazardaki varlığımızı pekiştirmek, yatırımlarımızla ülke ekonomisine ve istihdama katkıda bulunmak” dedi.
CarrefourSA 2009 yılında kriz ortamından bağımsız olarak mağaza açılış sayısı bazında yüzde 200’lük bir büyüme sağlamış, ülke genelinde hipermarket sayısını 26’ya, süpermarket sayısını ise 160’a çıkarmıştı. Geçtiğimiz aylarda ise 27 mağazalık yerel perakende zinciri Alpark’ı bünyesine katmıştı.

Güral Premier Tekirova'nın kalitesi Avrupa tarafından da tescillendi


Güral Premier Tekirova, Avrupa'nın en tanınmış enstitüsü "European Audit Institute Wellness & Spa" tarafından "Quality Spa Hotel Selection" derecesiyle ödüllendirildi.

Türkiye'nin en yeni ve en nadide tesislerinden biri olan Güral Premier Tekirova, bölgesinde bu sertifikaya sahip ilk ve tek otel olmanın yanısıra bu sertifikayı dünya çapında açıldığı sene alan ilk tesis olarak kayıtlara geçti. Güral Premier Tekirova bu özel ödülünü EAWS direktörü Dr. Hans J.Schmeisser’in elinden aldı.

Gizli kontrolllerden ve 850 kriterden oluşan uzun ve zorlu bir süreç
Ödül töreninde konuşan EAWS Direktörü Dr. Hans J. Schmeisser, tüm ülkelerde geçerli güvenlik, hijyen, alt yapı donanım, kalite standartları, fiziki yapı, ambiyans ve hizmet kalitesi gibi unsurlarla birlikte 850 kriterden oluşan sertifikasyon süreci, tamamen gizli ve bağımsız iki denetmen tarafından bir haftalık süreçte gerçekleştirildiğini, Güral Premier Tekirova'nın da yapılan denetimlerde tüm bu aşamalardan geçerek Avrupa SPA standartlarında olduğunu kanıtladığını ve bu belgeyi almaya hak kazandığını belirtti. Kar amacı gütmeyen bir kurum olan EAWS tarafından bu ödülün verilmesinin önemli olduğuna dikkat çeken Schmeisser, "Avrupa'nın en önemli tur operatörleri de bu sertifikaları dikkate alarak, müşterilerini bu sertifikaya sahip otellere yönlendiriyorlar. Bunların yanısıra, tur operatörlerinin denetmen kuruluşu fonksiyonlarını üstlendiğimiz için Avrupa'nın en iyi otelleri çatımız altında, bu belgeyi almak gerçek bir ayrıcalık" dedi.


Sertifikasyon sürecinin oldukça katı kural ve standartlara sahip olduğunu kaydeden Schmeisser, yapılan değerlendirmelerde 100 üzerinden en az 80 puan alınması gerektiğini, Güral Premier Tekirova'nın 88,86 puan alarak oldukça başarılı derece aldığını sözlerine ekledi.

“Yeni açılmış olmamız, hiçbirşeyin bahanesi olamaz ”
Ödül töreninde konuşan Güral Oteller Genel Koordinatörü Fazıl Dertlioğlu, yeni açılan otellerde genelde ilk senede yaşanan problemler, sıkıntılar ya da bitirilemeyen işler "daha bu sene açıldık" bahanesine sığınılarak görmezlikten gelmenin kabul edilemez olduğunu belirtirken, “İlk senesinde herşeyini tamamlamış bir tesis olup, bu bütünlüğümüzü bu ödüller tescillemenin gururu ile yola devam ediyoruz” dedi.
Dertlioğlu ayrıca başarılarının sihirli ya da gizemli bir kavram olmadığına, fazla büyütülmemesi gerektiğine dikkat çekerken, genel prensiplerin doğru ekipler tarafından, doğru şekilde uygulandığında başarının kendiliğinden geldiğini ve rehavetin en büyük düşmanları olduğunu belirtti.

14 Ekim 2010 Perşembe

HUKUK PROFESÖRLERİ OKAN ÜNİVERSİTESİ’NDE TARTIŞIYOR


“ANAYASA DEĞİŞİKLİKLERİNDEN SONRA TÜRKİYE NEREYE GİDİYOR?”

Türkiye’nin sorunlarının akademik açıdan tartışılması gerektiğine inanan Türkiye'nin en genç ve dinamik üniversitesi Okan Üniversitesi, “Anayasa Değişikliklerinden Sonra Türkiye Nereye Gidiyor?‘’ konulu panel ile farklı düşüncelerdeki hukuk profesörlerini bir araya getirdi.

Panelistler Türkiye’nin yakından tanıdığı Kamu hukukçuları. Bazıları bir kısım endişeleri dile getirerek anayasa değişiklik paketine “hayır” denmesinin uygun olacağı görüşünü kamuoyu ile paylaşırken, diğerleri 1982 Anayasasında yapılacak her sivil değişikliğin demokrasi ve insan hakları açısından olumlu karşılanması gerektiği düşüncesiyle “evet” diyenlere öncülük etti.
Aradan bir ay geçti. Her iki düşünceyi savunanlar açısından da acaba önceki düşüncelerini güçlendiren veya zayıflatan ne gibi gelişmeleri müşahede ediyorlar?


Referandum Sonrası Gündemdeki Tartışmaların Önemli Başlıkları:

Yargının ele geçirileceği, kuvvetler ayrılığının ortadan kaldırılacağı sivil diktanın yolu mu açıldı? Yoksa Türkiye demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğü yolunda yeni kazanımlar mı elde etti?
Türkiye bu değişikliklerden sonra “darbecilerle”, “işkencecilerle” hukuk yolu ile hesaplaşabilecek mi? Her gün yenileri eklenen suç duyuruları yargı organlarınca nasıl değerlendirilecek?
Değişiklikler yeni ve sivil bir anayasa hazırlığının önünü mü tıkadı, yoksa sivil anayasa hazırlanması yolundaki engelleri mi kaldırdı?
Anayasanın değiştirilemez ve değiştirilmesi önerilemez maddelerinin hukuksal değeri nedir? Parlamentoya verilmiş siyasal bir mesaj mıdır, yoksa değiştirilebilmesi için devletin hukuki-siyasi temel düzenini kesintiye uğratacak hukuk dışı müdahalelerin mi beklenmesi gerekecek?
Değişiklikler nasıl yaşama geçirilecek veya geçiriliyor?
HSYK’dan yapılan istifalar ne manaya geliyor?

Panelistlerin Kısa Özgeçmişleri:

Prof. Dr. Ergun Özbudun: 1937'de Ankara'da doğmuştur. Lisans ve doktorasını Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde tamamlamıştır. Şu anda Bilkent Üniversitesi Öğretim üyesidir. Bilkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde ve Bilkent Üniversitesi İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi'nde dersler vermektedir. Adalet ve Kalkınma Partisi'nin sivil anayasa ismini verdiği anayasa taslağını hazırlayan akademisyenlerin başkanı olmuştur. Kendisi halen Avrupa Hukuk Yoluyla Demokrasi Komisyonu (Venedik Komisyonu) üyeliğini yürütmektedir.
Prof. Dr. Oktay Uygun: 1963 yılında doğmuştur. Lisans ve doktorasını İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde tamamlamıştır. Şu anda Maltepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanlığı’nı yürütmektedir. İnsan Hakları Hukuku, Devlet Teorisi ve Demokrasi Teorisi alanında yayınlanmış birçok çalışması mevcuttur.


Prof. Dr. Sibel İnceoğlu: 1987 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun olmuş ve doktora derecesini Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesinden almıştır. Halen İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde Anayasa Hukuku dersleri vermektedir. İnsan Hakları hukuku alanında ve yargının bağımsızlığı konularında yayınlanmış birçok çalışması bulunmaktadır.


Prof. Dr. Serap Yazıcı: Lisans ve Doktorasını Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinde tamamlamıştır. Halen İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde Anayasa Hukuku dersleri vermektedir. . Adalet ve Kalkınma Partisi'nin sivil anayasa ismini verdiği anayasa taslağını hazırlayan akademisyenlerden biridir. Türkiye’nin demokratikleşmesi ve liberalleşmesi konularında yazılmış makaleleri ve kitapları mevcuttur.

İş adamları’ndan 9 Mercek çalıştayına büyük ilgi


Okan Üniversitesi Tuzla Kampüsü’nde Sosyal Bilimler Enstitüsü ve George Mason Üniversitesi işbirliği ile Şeker Yatırım sponsorluğunda 9 Mercek Çalıştayı düzenlendi.
Okan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü ile George Mason Üniversitesi’nin ortaklaşa düzenlediği 9 Mercek Çalıştayı büyük bir ilgi ile karşılandı.
Şirketlerin üst düzey yöneticileri dâhil her kademe yönetici ve iş liderlerinin katıldığı “9 Mercek (9 Lenses) Çalıştayı”nı George Mason Üniversitesi’nden Kurumsal MBA Programları Direktörü Dr. Roy Hinton ve I - SAGE şirketinin CEO’su Edwin Miller birlikte yönettiler.
Şeker Yatırım sponsorluğunda gerçekleşen 9 Mercek Çalıştayı, şirketlerin dokuz anahtar alanda (Pazar, İnsan, Finans, Strateji, Operasyon, Yönetim, Beklentiler, Yönetişim ve Hukuki Parametreler) görülen açıklarını ve fırsatlarını daha iyi anlamaları için geliştirilen bir platform.
Şirketlerin yönetim pozisyonlarındaki kişilerin “mercekler” ve 9 anahtar alanının aralarındaki işlevsel ilişkiler hakkında bilgi sahibi olmalarını ve şirketlerinin kuvvetli yanlarını ve ihtiyaçlarını daha sağlıklı değerlendirebilmelerini sağlayan çalıştaya katılım oldukça yüksekti.
9 Mercek İş modeli kurs objektiflerine göre, her katılımcının 9 Mercek iş modelini çok iyi algılamasını sağlayıp, 9 mercek çerçevesini iş alanlarına uygulanmasını sağlamak amaçlanmaktadır.

ROY W. HINTON – George Mason Üniversitesi, Kurumsal MBA programları Direktörü‘dür. 1985 senesinde Burgundy grubu kurdu. 1997’ye kadar yönetiminde bulundu. 50’den fazla sigorta, bankacılık, turizm, sağlık, ngo alanlarında iş simülasyonlarına katkıda bulundu.

EDWIN MILLER- Edwin Miller girişimcilik, işletmenin finanslanması, teknoloji yaratma, kurum kimliği yaratma alanları hakkında birçok konferans vermiştir. Amerikan Venture Magazin tarafından “En büyük 40 lider’’arasına girmiştir. Mr. Miller Liberty Universitesinden mezun olup, George Washington Üniversitesinden masters derecesi ile mezun olmuştur.

13 Ekim 2010 Çarşamba

Ataköy Marina’da Haftanın Farklı Günlerinde Çeşitli Çilingir Sofrası Lezzetleri


Ataköy Marina Yacht Club Restorant, 360 derecelik deniz manzarası eşliğinde her Çarşamba, Cuma çilingir sofrası, Cumartesi günleri ise Balık Çilingiri sofrası ile enfes tatları ziyaretçilerine sunuyor .

Türkiye’nin ilk beş altın çıpalı marinası Ataköy Marina içerisinde yer alan Ataköy Marina Yacht Club Restorant, tercihinize göre lezzetli çilingir sofraları ile Çarşamba ve Cuma günleri ziyaretçilerine unutulmaz tatlar sunuyor, balıkseverler için de Cumartesi günleri Balık Çilingir sofrası kuruluyor.

Çilingir Sofralarının Çeşitli Enfes lezzetleri Sheraton İstanbul Ataköy Hotel’de
Birbirinden lezzetli tatlardan oluşan Çilingir sofrasının favorileri arasında Serpme mezeler’den Arnavut Ciğeri, Acılı Ezme, Muhammara, Patlıcan Salatası, Gâvur Dağı Salatası, Humus, Kısır, Bostana, Cacık, Tereyağı , Tulum Peyniri, ara sıcaklardan Fındık Lahmacun, Mini içli köfte ile bu unutulmaz keyfe başlanıyor. Ardından ana yemeklerden lavaş ekmeği, ızgara domates, biber ve bulgur pilavı ile servis edilen Adana, Beyti, Kebap, Terbiyeli Tavuk Şiş ve Çoban Kavurma misafirlerin tadımına sunuluyor. Bu müthiş lezzet keyfine son noktayı koymak için taze kaymak ile sunulan künefe tatlısı bulunuyor.

Balık severlere Özel
Balık Çilingiri sofrasını tercih eden balıkseverler için ise birbirinden özel tatlar bulunuyor. Ahtapot Salatası, Füme Kırmızı Biber, Deniz Börülcesi, Patlıcan Salatası, Yoğurtlu Semizotu, Yaprak Sarma, Beyaz Peynir, Kavun gibi serpme meze tabaklarından sonra Balıklı Paçanga Böreği ile enfes keyifli bir geceye başlanıyor. Ardından Sote Patates, Roka Yaprakları, Kırmızı Soğan Ve Limon ile servis edilir Mangalda Levrek Balığı, Izgara Çipura ve günün balığından sonra Cevizli Kabak Tatlısı, Portakallı İrmik Helvası, Meyve tabağı ile son buluyor

Tüm menüler limizsiz yerli içki ve KDV dahil kişi başı 70 TL fiyatla konuklara sunuluyor.

Rezervasyonlarınız için (direk hat) 0532 773 00 80
info@atakoymarinahotel.com.tr

11 Ekim 2010 Pazartesi

CarrefourSA Manifesto ile anlaştı


Avrupa’da perakendecilik sektöründe lider olan Carrefour Grup ile Türkiye’nin en büyük holdingi Sabancı Holding’in ortak oldukları CarrefourSA, stratejik iletişim danışmanlığı şirketini Ekim ayı itibariyle Manifesto PR olarak belirledi.

Haberin devamı için http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/16013189.asp?gid=254

8 Ekim 2010 Cuma

Avusturya’ ya Göçmen Olarak Giden İlk Ailelerden Olan Emir Ailesi’nin “Babam ve Ben” Konulu Fotoğraf Sergisi bauMax Samsun’da Açıldı


Fotoğraf sanatçısı Mehmet Emir’in “Babam ve Ben” adlı fotoğraf sergisi bauMax Samsun mağazasında düzenlenen bir törenle açıldı.

Avusturya Dışişleri Bakanı Michael Spindelegger, Samsun Milletvekili, Bayındırlık ve İskan Bakanı Mustafa Demir, Samsun Valisi Hüseyin Aksoy, Canik Belediye Başkanı Osman Genç, Samsun Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Salih Zeki Murzioğlu, bauMax Türkiye Genel Müdürü İbrahim Ayan ve Fotoğraf Sanatçısı Mehmet Emir’in katılımı ile açılan sergide Avusturya’ya işçi olarak giden ilk kuşağın yaşam hayali ile ikinci kuşağın çatışmasını çarpıcı 40 fotoğrafla anlatılıyor. Sergi 14 Ekim tarihine kadar bauMax Samsun Mağazası’nda sanat severlerin beğenisine sunulacak.

İstanbul’daki Avusturya Kültür Ofisi’nin katkılarıyla hazırlanan ve açılışını Avusturya Dışişleri Bakanı Michael Spindelegger’in yaptığı sergi, Türkiye ile Avusturya arasındaki köklü ilişkilerin bir yansıması niteliği taşıyor.

İki kuşağın göçmenlikle imtihanı

Fotoğraf çekmeyi babası Hıdır Emir’den öğrenen Mehmet Emir, bu sergide birinci kuşağın yaşam hayali ile ikinci kuşağın çatışmasını babasının ve kendisinin çektiği 40 fotoğrafı bir arada sunarak göstermeyi hedefliyor. Babasının fotoğraflarının renkli, kendi çektiklerinin ise siyah beyaz olduğuna dikkat çeken sanatçı “Babam Türkiye’de sayılan biri olduğundan fotoğraflarında çok ağır bir işte ve kötü şartlarda yaşadığını göstermek istememişti.” diyerek kendi kuşağının daha gerçekçi bir bakış açısına sahip olduğunu ima ediyor.

Avusturya’daki Türk göçmenlerin yaşamlarından kesitlere tanıklık edeceğiniz “Babam ve Ben” 14 Ekim 2010 tarihine kadar bauMax Samsun mağazasında gezilebilecek.

6 Ekim 2010 Çarşamba

Yüz ve vücut bakımında yeni trend “Altın Seremonisi” MyClub KlappSPA’da


Kış aylarına bakımlı ve pırıl pırıl bir cilt ile girmek isteyenler için 24 ayar altın bakımı MyClub KlappSPA’da konuklarını bekliyor.

Zenginliğin ve gücün simgesi olarak, 6000 yıldan fazla zamandır bilinen Altın, şimdi Ceremony Of Gold serisiyle cilde tazelik ve pozitif enerji vermek için Klapp SPA tarafından yeniden formüle edilerek yüz ve vücut bakımı olarak MyClub’da uygulanıyor.

Serinin içerisindeki 24 ayar altın tanecikleri cildin immun sistemini güçlendirerek fark edilir düzeyde sağlık katıyor.

24 ayar altın bakımı özellikle yaz mevsimini geride bıraktığımız şu günlerde güneşin olumsuz etkilerinden dolayı yıpranan cildi yenileyebilmek için Hollywood yıldızlarının da tercih ettiği mükemmel bir bakım kürüdür.

Altın, cilde zarar veren serbest radikallerle savaşarak cildin erken yaşlanmasını önlemeye yardımcı olur. Uygulanan bu kür; cilde nem depolar, ince çizgi ve kırışıklıkları tek seansta fark edilebilecek şekilde azaltır. Kolajen azalmalarını ve elastin bozulmasını yavaşlatan altın, cildi sıkılaştırır ve çok daha parlak ve genç görünüm sağlar.

MyCLub KlappSPA’da uygulanan Altın Seremonisi Yüz ve Vücut Bakımı’nda temizleme işlemi yapılan cildinizde öncelikle Altın yaprakları dikkatlice şakak bölgesine yapıştırılır ve üzerine cilde anti aging etki sağlayan Golden Energy Serum damlatılır. Hafif baskılı hareketlerle, serumun altınla birlikte eriyerek cildin gözeneklerine girmesi sağlanır. Daha sonra tekrar serumdan birkaç damla alınarak cilde rahatlatıcı özel Chi Yang masajı yapılır. Özel hareketlerle enerji noktalarını bloke edecek şekilde yapılan altın masajı ile cilt hem rahatlamış hem de altınla sarılmış olur.

24 Ayar altın parçacıklarının hücre fonksiyonlarında dengeleyici etkileri bulunur. Hücre yenilenmesini tetikler ve hücre ömrünü uzatır. Cilde parlak bir görünüm kazandırıp, koruma fonksiyonlarını harekete geçirir. Ayrıca içerisinde bulunan E vitamini ile cildiniz serbest radikallere karşı korunur, C vitamini ile de hücre bölünmesini arttırır.

Mutlu Sonla Başlayan Peri Masallarına…


Gökten 3 Renk Düştü: Altınbaş yeni Alyans Koleksiyonu, TriAmor

Altınbaş’ın farklı renkteki ve desendeki altınların estetik birleşmi ile oluşturduğu TriAmor koleksiyonu, Ekim ayından itibaren bir ömür boyu “Evet” diyecek çiftlerin beğenisine sunuldu.

Mücevher sekötürünün öncü markası olan Altınbaş’ın altının sarı, beyaz ve pembe renklerini estetikle buluşturduğu TriAmor koleksiyonunun en önemli özelliği aşklarını, sevgilerini, evliliklerini işaret eden alyanslarının da tek, eşsiz, özenli, farklı, kendilerini ve yaşam tarzlarını ifade eden, ergonomik olmasını arzu eden kişilere hitap etmesi.

Teknoloji altınla buluştu
Yeni bir üretim tekniği ile farklı renklerdeki altının, her biri ayrı bir alyansmış gibi üretilip, özel bir teknikle birleştirilerek hazırlanan Altınbaş TriAmor koleksiyonu, evlenecek çiftlere eşsiz desenler, renkler, modeller sunuyor. Erkekler için taşsız, kadınlar için pırlantalı üretilen koleksiyonda yapılan renk geçişleri gerçek altın ile sağlanıyor. 7 ayrı modelden oluşan koleksiyon seçkin Altınbaş mağalarında tüketiciyle buluşuyor.

5 Ekim 2010 Salı

SHERATON İSTANBUL ATAKÖY HOTEL’DE SONSUZA KADAR EVET


Sheraton İstanbul Ataköy Hotel, peri masalı gibi kış düğünü arzulayan çiftlere unutulmaz, eksiksiz ve benzersiz bir kutlama sunuyor.

Bir ömür boyu unutulmayacak ve dostların hatıralarından silinmeyecek bir düğün için Sheraton İstanbul Ataköy Hotel muhteşem atmosferi ve profesyonel ekibi ile düğün sahipleri için en ince ayrıntıya kadar düşünüyor. Çiftler ‘‘Sonsuza kadar evet’’ derken, kusursuz ambiyansı ile gelin ve damatla birlikte misafirlerini de akıllarından çıkmayacak bir gece bekliyor.

Sheraton İstanbul Ataköy Hotel’de Kış Düğün Seçenekleri...

Sheraton İstanbul Ataköy Hotel’de Kış düğünü yapmak isteyen her çifte öncelikli olarak düğün günü servis edilecek yemekler için menü tadımı düzenliyor. Menülerden seçecekleri yemekler tek tek sunuluyor. Sonra sırasıyla pasta seçiminden en küçük detayına kadar herşey göz önüne alınarak hizmet veriliyor.

Kış sezonu için 500 kişi kapasiteli Grand Balo salonu ile Sheraton Ataköy İstanbul Hotel, yeni evlenecek çiftlere istekleri doğrultusunda alternatifler sunuyor.

Sheraton İstanbul Ataköy Hotel’de düğününü yapan çiftler o geceyi modern ve panoramik deniz manzaralı Balayı suitinde geçiriyorlar. Ertesi gün açık büfe kahvaltı ise yeni evli çiftlere özel olarak hazırlanıyor.

Türkiye’nin mücevher markası Altınbaş oldu


Mediacat dergisi ve Synovate ile birlikte Türkiye çapında yapılan “Türkiye’nin statü markaları” araştırması sonucu yüzde 48 tercih oranı ile Altınbaş Türkiye’nin en statülü mücevher markası seçildi.
Türk tüketicisi ait olduğu ya da özendiği sosyo-ekonomik grubunu ifade etmek için en çok hangi markaları tercih ediyor sorusunun yanıtını bulmak için 30 farklı ürün ve hizmet kategorisinde araştırma yapan Mediacat dergisi ve Synovate, mücevher-takı markaları arasında Altınbaş’ı lider olarak açıkladı.
Türkiye’nin Statü Markaları Araştırması tüm sosyo-ekonomik grupları (A,B,C,D,E) kapsadı. Araştırmada takı- mücevher kategorisinde açık ara ile birinci sırada yer alan Altınbaş’ın tercih edilme oranı yüzde 48 olarak paylaşıldı.

Takı-mücevher sektöründe açık ara birinci
İthalat, ihracat, üretim ve iç satış alanında hizmet veren, mücevherat sektörünün lider kuruluşu konumundaki Altınbaş, özgün tasarımları, özel koleksiyonları ve zengin ürün ve üstün hizmet kalitesiyle yurtiçi ve yurtdışında tanınan ve beğenilen bir marka olma özelliği ile sektörde açık ara birinci konumunda. Altınbaş, her yıl farklı temalarda hazırlanan özel koleksiyonları ve klasikleşmiş ürünlerini 35’i aşkın ülkede, 130 Altınbaş mağazası’nda ve 1000’in üzerinde satış noktasında tüketicilerin beğenisine sunuyor.
“Türkiye’nin statü markaları” araştırması sonucu diğer kategorilerde öne çıkan markalar arasında beyaz eşyada Arçelik, otomobil sektöründe BMW, spor giyim ve spor ayakabıda Adidas, bankacılık sektöründe Garanti Bankası gibi markalar bulunuyor.

Okan Üniversitesi’nde Çağrı Merkezi Sektörü Adına Bir İLK


İş yaşamına en yakın üniversite olan Okan Üniversitesi, çağrı merkezi sektörünün nitelikli mesleki eleman ihtiyacını karşılamak üzere Türkiye’de ilk kez Çağrı Merkezi Yönetimi Programı’nı açıyor. Çağrı Merkezleri Derneği ve sektör kuruluşlarından gelen mesleki eğitim programının açılması için olumlu yanıt veren Okan Üniversitesi’nin Meslek Yüksek Okulu’nda, YÖK’ün onayıyla bu yıl eğitim-öğretime başlıyor.


İlk kez Okan Üniversitesi’nde eğitim vermeye başlayacak olan Çağrı Merkezi Yönetimi programının amacı; ülkemizde pazar payı, ekonomik büyüklüğü ve iş hacmi ile son birkaç yılda hızla artış gösteren ve yarattığı istihdam oranıyla dikkat çeken Çağrı Merkezi sektörünün yetişmiş eleman ihtiyacını karşılamak.

6-11 Ekim 2010 tarihleri arasında gerçekleşecek olan Ek Yerleştirme döneminde ilk öğrencilerini alacak olan program, bu akademik yılda Türkiye’de ilk kez Okan Üniversitesi’nde eğitim-öğretime başlıyor. Programa alınması düşünülen öğrenci sayısı 30. Bunun 7’si ücretli, 3’ü yüzde 100 burslu, 10’u yüze 50 burslu, 10’u yüzde 25 burslu okuyacak. Dersler teorik ve uygulamalı olarak sektör kuruluşları ile işbirliği halinde yürütülecek. Eğitim sırasında öğrencilere iş ve istihdam olanağı da verilmiş olacak.


Çağrı Merkezi Yönetimi’nin Önemi

Çağrı Merkezi Yönetimi Programı, sektördeki en son teknolojik ve mesleki gelişimleri, bilimsel yöntemlerle destekleyerek, büyümekte olan çağrı merkezi sektörünün yetişmiş insan kaynağı ihtiyacını karşılamayı amaçlayan 2 yıllık bir ön lisans programı olarak planlanmıştır.

Ekonominin temel taşlarından biri olan iletişimde, müşteriye en doğru şekilde ulaşma ihtiyacının sonucu olarak doğan bu sektörde, tüm bu hizmetleri etkin bir biçimde koordine etmek üzere eğitim almış personelin istihdam edilmesi büyük önem taşımaktadır.

Bu programın temel amacı; müşteri odaklı, çok iyi iletişim becerilerine sahip, sosyal yönü, telefonda iletişim ve ikna yeteneği güçlü, satışa yatkın, dinamik bir ortamda, hızlı ve hatasız çalışma yeteneğine sahip, takım çalışmasına uyumlu ve takım çalışmasını koordine etme yeterliliğinde mezunlar yetiştirmektir.

Okan Üniversitesi Meslek Yüksek Okulu bünyesinde açılan programda; üniversiteden ve sektörden konularında uzman eğitimcilerden oluşan bir öğretim görevlisi kadrosuyla eğitim öğretim çalışmaları yürütülecektir.

Sabancı Holding Basın Toplantısı


Sabancı Holding 2010 yılı değerlendirmesi ve 2011 yılı beklentilerini düzenlenen basın toplantısı ile açıkladı.

4 Ekim 2010 Pazartesi

Sabancı Holding Yıllık Yönetim Toplantısı 2010


Manifesto PR & Events & Creative, bu yıl gerçekleşen 2010 Sabancı Yıllık Yönetim Toplantısını yine başarı ile gerçekleştirdi.