27 Haziran 2010 Pazar

ATLANTİK’İN DEV İSMİ RİCHARD GALLİANO SHERATON İSTANBUL ATAKÖY HOTEL JAZZ GECELERİNDE


Sheraton İstanbul Ataköy Hotel’in 22 Haziran’daki performansı tüm Avrupa jazz festivallerinde biletleri kapışılan, akordeonu ile Fransız müziğini ve jazz’ı harmanlayan, Atlantik’in her iki yakasında da büyük hayran kitlesi olan Richard Galliano olacak.
İstanbul’un en görkemli manzaralarından bir tanesine sahip olan Sheraton İstanbul Ataköy Hotel, bu yaz Jazz dünyasının önemli isimlerinin yer aldığı festivale ev sahipliği yapmaya devam ediyor. Kendi yarattığı tarzı ‘new musette’ ile sıkışıp kalmış olan Fransız geleneğine yeni bir soluk getiren Richard Galliano 22 Haziran’da jazz severler ile buluşacak.
Dinleyecilere harika bir İstanbul deniz manzarası eşliğinde muhteşem bir müzik şöleni sunacak olan festivalin sanatçıları sırasıyla 22 Haziran Akordeoncu Richard Galliano, 30 Haziran Roseanne Vitro Roseanne Vitro, 7 Temmuz ünlü Türk jazz sanatçısı Fatih Erkoç geniş repertuarı ile sahne alacak. Newyork Newyork’tan son albümde yer alan türkülere kadar birçok parçasını seslendirecek Erkoç ile kapanış gerçekleşecek.
Jazz’a doyacağınız bu etkinlikler www.biletix.com internet sitesinden 80-100-120 TL fiyatlarla ulaşabilirsiniz.
Richard Galliano Hakkında:
Richard Galliano 12 Aralik 1950’de Cannes, Fransa’da doğdu. Geçmişte, akordiyon gibi jazz’dan bu kadar uzakta kalmış bir enstrüman ile özdeşleşmiş başka bir sanatçı yoktu; ta ki dünya Richard Galliano ve müziğiyle tanışana kadar. Akordiyonu, saksofon ve trompetin yanında jazz’ın tam anlamıyla kalbine yerleştirmeye yemin etmişti. Tango Nuevo’nun kurucusu ve arkadaşı olan Astor Piazzola’dan ilham alan Galliano, kendi yarattığı tarzı ‘new musette’ ile bu sıkışıp kalmış olan Fransız geleneğine yeni bir soluk getirmiş oldu.

İtalya doğumlu akordiyon öğretmeni Lucien Galliano’nun oğlu olan Richard akordiyon çalmaya dört yaşında başladı. Aynı zamanda da Nice Konservatuarında armoni, kontrpuan ve trombon çalışıyordu. Bu dönemde Clifford Brown’u dinlediğinde jazz ile tanışmış oldu. Ancak jazz çalmaya ve çalışmaya devam ettikçe bu müzikte akordiyona hiç yer verilmediğini farketti. Daha sonraları ise Sivuca ve Dominguinhos gibi Brezilyalı akordiyoncularla ilgilenen Galliano ardından da akordiyonu jazz’a sokan Tommy Gumina, Ernie Felice ve Art Van Damme gibi Amerikalı müzisyerin müziğiyle, ve İtalyan Fugazza, Volpi ve Fancelli ile ilgilendi. Kısaca, geleneksel Fransız akordiyonuna sırtını tamamen dönmüş oldu. 1973 yılında ise Paris’e taşındı ve buradaki performanslarıyla Claude Nougaro’nun dikkatini çekti. Burada üç yıl boyunce bir grupta aranjor, şef ve besteci olarak bulundu. Bu grupta ayrıca ilk defa gerçek jazz müzisyenleriyle çalışma imkanını buldu. Birçok popüler Fransız sanatçının albüm kayıtlarında yer aldı. Bu sanatçılar arasında Barbara, Serge Reggiani, Charles Aznavour ve Juliette Greco vardı. 80’li yılların başından itibaren ise daha fazla jazz müzisyeni ile çalma ve dolayısıyla onlarla doğaçlamalar yapma imkanı buldu. Bu önemli müzisyenler Chet Baker, Steve Potts, Jimmy Gourley, Toots Thielemanns ve de beraber albüm yaptığı çellocu Jean-Charles Capon ve ilk albümünü beraber kaydettiği Ron Carter’dı.

1991 yılında, daha önceden de Comédie Française’nin müziklerini yaparken çalıştığı Astor Piazzola’nın tavsiyesiyle artık çalmadığı geleneksel müziklere, yani Valses-Musette, Javas, Complaintes ve Tango repertuarına yöneldi. Gus Viseur ve Tony Murena’nın tarzından yola çıkan Galliano, 3/4’lük ritimler üzerine kurulu tarzdan sıyrılıp değişik bir ritmik konsept ile armonik yapıyı müziğini jazz’a adapte edebilmek için çalıştı. Bu yeni yarattığı tarzı ise çıkardığı New Musette albümü ile dünyaya duyurmuş oldu. Bu albümde ona eşlik eden müzisyenler Aldo Romano, Pierre Michelot ve Philip Catherine oldu, ve bu albümle 1983 yılında Académie du Jazz's Django Reinhardt ödülünü ‘Yılın Fransız Müzisyeni’ dalında kazandı.

Bu başarılarının ardından birçok albüm çıkaran Galliano, artık onunla özdeşleşmiş olan Victoria akordiyonuyla tüm dünyaya enstrümanını jazz’ın serbestliğine ne kadar rahat adapte edebildiğini gösterdi. Kullandığı müzikal cümleler ve enstrümanından çıkarabildiği geniş ton yelpazesi ile tüm müzikal sınırları yıkıp bambaşka bir müzik türü yarattı. 1986 yılında Amerika’ya gidip George Mraz, Al Foster ve Biréli Lagrène ile efsanevi New York Tango’yu kaydetti. Bu albüm ile daha sonra bir Victoire de la Musique ödülü kazandı. Bu albümün ardından birçok farklı ünlü müzisyen ile beraber kayıt ve performanslar yaptı. Bu müzisyenlerden Enrico Rava, Charlie Haden ve Michel Portal ile 100.000 adetten fazla satılmış olan ‘Blow Up’ isimli başarılı albüme imza attı. Alışılağelmemiş enstrümanları da grubunun bir parçası yapmayı seven Richard Galliano, yine bir akordiyoncu olan Antonello Salis ile ve Hammond Org’cu Eddy Louiss ile albümler yaptı. Yıllarca Daniel Humair ve Jean-Francois Jenny-Clarke (grup bascıları Jean-Francois’ın olduğu 1998 yılına kadar devam ettti) ile beraber olduğu bir trio oldu, ve 2004 yılında bu formata bir ‘New York’ tarzıyla, Clarence Penn ve Larry Grenadier ile geri döndü. Ayrıca, bir çok tek sefere özgü müzikal ortaklıklar yaptı. Bunların en önemlileri arasında Jan Garbarek, Martial Solal, Hermeto Pascoal ve Anouar Brahem, Paolo Fresu, Jan Lundgren ve Gary Burton’la beraber yaptığı performanslar yer alıyor. 1999 yılında kendi düzenlemelerini ve Astor Piazzola parçalarını bir orkestra eşliğinde çaldı. Bu proje, daha sonra 2003 yılında ‘Piazzolla Forever’ isimli Astor Piazzolla ve müziğine adanan ‘tribute’ projesine dönüştü.

Galliano, bu özelliğini 2009’da çıkan Paris konseri ve 2008’deki Brussels Jazz Orchestra ile olan performanslarıyla gerek solo gerekse bir big-band’in parçası olarak gösterdi. Artık onun solist olarak yetenekleri herkes tarafından bilinse de, melodik müziğinden ödün vermeden değişik müzik türlerini keşfetmeye ve icra etmeye devam ediyor Richard Galliano. Bu değişik müzik türleriyle etkileşimlerine örnek olarak Gonzalo Rubalcaba, Charlie Haden ve Mino Cinelu ile kaydettiği ‘Love Day’, veya Billie Holiday ve Edith Piaf’in arasındaki müzikal bağlantıyı kurduğu ‘French Touch’ ve ona Wynton Marsalis’in eşlik ettiği kayıtlar gösterilebilir.
Zengin deneyim ve müzikal bilgilerini herkesle paylaşmak isteyen Richard ve babası Lucien Galliano, çıkardıkları akordiyon eğitim kitabıyla 2009 yılında ‘En Iyi Pedagojik Çalışma’ dalında SACEM ödülü kazandılar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder